More

    Adalet Üzerine

    Adalet…
    Kulağa ne kadar asil geliyor değil mi? Ama iş, gerçeğin içine karıştığında, o asil kelimenin ne kadar karmaşık bir hale geldiğini fark ediyoruz. Çünkü adalet, sadece kurallara uymak değil; bazen kalbe danışmak, bazen akılla kalp arasında bir denge kurabilmektir.

    Bir düşünelim. Zayıf, çelimsiz birine ve iri yarı güçlü birine aynı yükü versek, bu eşitlik olur belki ama adalet olmaz. Aynı tabağı yemek de öyle. Herkesin ihtiyacı farklıysa, herkese aynı miktarda vermek, birini doyururken diğerini aç bırakmaz mı? Eşitlik kulağa adil gibi gelir ama bazen haksızlığın başka bir biçimidir.

    Bu düşünceler, bir gün bir ofisin kapısında can buldu.
    Kırklı yaşlarında bir kadın, elinde birkaç evrakla içeri girdi. İkiz çocukları liseye başlayacaktı. Ama kura onları uzak bir okula göndermişti. Kadın yalvarıyordu: “Ne olur, yakın okula yazın. Eve yürüyerek gidebilirler.” Eşi kaza sonucu hapisteydi. Servis parasını ödeyemiyordu. Yetkili kişi “Adaletli olmak zorundayız,” diyordu. “Kurallar böyle. Ama servis ücreti için yardımcı oluruz.”

    Kadının gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Sadece evlatları için değil, insanlığın eksilen yanları için de ağlıyordu sanki. Birden fenalaştı, yere yığıldı. Ortalık karıştı, kolonya kokusu, panik sesleri, çağrılan ambulans… O sırada kurum müdürü de bu manzaraya dayanamayarak bayıldı. İki insan, aynı çatı altında; biri sistemin ağırlığı altında, diğeri hayatın yükü altında nefessiz kalmıştı.

    O an, ofiste bir sessizlik çöktü. Kuralların duvarı, insanlığın karşısında çatlamıştı.
    Şef, tereddüt etmeden telefonu aldı, ilgili okulu aradı. Durumu anlattı. “Bu çocuklar yakındaki okula gidecek,” dedi. İşte o anda adalet, kâğıt üzerindeki soğuk kelimelerden çıkıp sıcak bir kalbe dönüşmüştü.

    Aylar sonra o kadın geri geldi. Yanında çocukları vardı. Ellerinde karneler, takdir ve onur belgeleri… Kadın gülüyordu. Şefin ellerini tuttu, “Hakkınız ödenmez,” dedi. O an herkes anladı: şartları eşit olmayanlara aynı davranmak, adalet değilmiş. Gerçek adalet, zayıfı cezalandırmamak, güçsüzü korumak, insana insan gibi bakabilmekmiş.

    Eşitlik bazen göze hoş gelir ama yüreği incitir. Adalet ise görünmezdir, ama yüreği onarır.
    Ve bazen bir insanın içten bir “teşekkür ederim” sözü, tüm kanun kitaplarından daha adil bir yankı bırakır dünyada.

    Latest articles

    spot_imgspot_img

    Related articles

    Leave a reply

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    spot_imgspot_img