More

    Hayatın Nefesi

    Hayat devam ediyor…
    Giden insan, kalan insan, doğan insan, ölen insan…
    Ama hayat — o, insanı aşan bir sır.
    Ne başı var onun, ne de sonu. O, görünmeyen bir el gibi her an yaratır, her an yok eder; sonra yeniden var eder.
    Bir nefes alır, bir nefes verir; o nefesin içinde biz doğar, biz ölürüz.

    İnsan, bu büyük döngünün yalnızca bir yankısıdır.
    Bir damla su, okyanus sanır kendini; oysa okyanus, o damlada gizlidir.
    İşte hayat da böyledir: görünen biziz ama yaşatan o’dur.
    Biz yürürken o akıtır zamanı, biz konuşurken o fısıldar ruhumuza.

    Her doğan çocuk, varoluşun “yeniden başla” deyişidir.
    Her ölen, “vakit doldu, şimdi dönüş vaktidir” fısıltısını duyar içinden.
    Ve bandın üzerinde dönen bu hayat makinesi, aslında ilahi bir tecelliden ibarettir — görünüşte mekanik, gerçekte kutsal bir düzen.

    Bazı insanlar kısa bir an parlayıp söner, bazıları yüz yıllar boyu parlar; ama hepsi aynı kaynaktan gelen bir ışığın farklı yansımalarıdır.
    Kimi mum olur yanar, kimi yıldız olur göğe asılır; ama hepsi aynı nurun çocuklarıdır.

    Zaman bir yaldız gibi akar üzerimizden; gençlik, güzellik, beden, hepsi birer kabuktur.
    Ama içimizde bir öz vardır ki o, ne yaşlanır ne ölür.
    İşte o öz, hayatın gerçek sahibidir.
    O öz, bir ağacın kökünde, bir çocuğun gülüşünde, bir annenin duasında, bir dostun sessizliğinde gizlenir.

    Hayat dediğin, her an yeniden yaratılan bir mucizedir.
    Biz sanırız ki gidiyoruz, oysa sadece şekil değiştiriyoruz.
    Kimi toprak olur çiçeğe karışır, kimi rüzgâr olur buluta dokunur.
    Ve her dönüşte, o sonsuz kudret “Ben buradayım” der sessizce.

    Belki de yaşamak, bu sırrı fark etmektir:
    Ne giden var, ne kalan — sadece dönen, devreden, değişen bir nefes var.
    Ve o nefesin adı Hayat.

    Latest articles

    spot_imgspot_img

    Related articles

    Leave a reply

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    spot_imgspot_img