More

    Sarı Kız ve Sessiz Dağın Sırrı

    Bir zamanlar, bulutların omzuna yaslanmış yüksek bir dağ köyü varmış.
    Bu köyde Sarı Kız adında, saçları gün ışığı gibi parlayan bir genç kız yaşarmış.
    Sarı Kız diğer köylülerden farklıymış; o, dağların dilini, rüzgârın şarkısını ve hayvanların bakışını anlayabilirmiş.
    Herkes onun akıllı olduğunu söyler, ama o hiçbir zaman övünmezmiş.
    “Bilgelik, sessizliğin içinde saklıdır.” dermiş her fırsatta.

    Bir gün köyün yaşlı bilgesi aniden hastalanmış.
    Köylüler ne yapsalar iyileştirememişler.
    Yaşlı bilge, son nefesini vermeden önce Sarı Kız’ı yanına çağırmış ve şöyle demiş:

    “Dağın öte yanında, Sessiz Tepe’nin doruğunda bir kaynak var.
    O sudan içen hem hastalıklardan arınır hem de kalbini arıtır.
    Fakat dikkat et… Sessiz Tepe’ye çıkan yolu sadece kalbi temiz olan bulabilir.”

    Bu sözleri duyan Sarı Kız, hiç tereddüt etmeden yola koyulmuş.
    Yanına ne yiyecek ne de harita almış.
    Sadece kalbinde bir dilek varmış: “İyileşsin insanlar, sevgi çoğalsın.”

    Yolda yürürken bir tilkiyle karşılaşmış.
    Tilki su ister gibi önüne geçmiş.
    Sarı Kız testisindeki suyu tilkiye vermiş.
    Tilki bir an sonra kaybolmuş ama rüzgârın içinden bir ses duyulmuş:

    “İyilik edenin yolu açılır.”

    Az ileride yaşlı bir ağaç görmüş.
    Ağacın gövdesi yarılmış, içinden ince bir su sızıyormuş.
    Sarı Kız ağaca yaklaşmış, dallarını sarmış ve “Dayan, güzel dostum.” demiş.
    O anda sızı durmuş, ağaç yeniden yeşermeye başlamış.

    Günler geçmiş, yollar bitmiş ama Sessiz Tepe hâlâ görünmemiş.
    Tam umudunu yitirecekken karşısına gri taşlı bir duvar çıkmış.
    Duvarın üstünde şu yazı varmış:

    “Kendini arayan geçebilir.”

    Sarı Kız gözlerini kapatmış, derin bir nefes almış.
    “Ben dağa çıkmak için değil, insanlara ışık taşımak için yürüyorum.” demiş.
    Gözlerini açtığında duvar yok olmuş, önünde ışıltılı bir patika belirmiş.

    Patikadan yürüyüp tepeye varmış.
    Orada, gümüş gibi parlayan bir kaynak suyu bulmuş.
    Suya dokununca kendi yansımasını görmüş ama yüzünde bir ışık belirmiş.
    O ışık, bilgelikmiş.

    Sarı Kız suyu alıp köyüne dönmüş.
    Yaşlı bilge iyileşmiş, köylüler sevinmiş.
    Ama Sarı Kız bir daha asla eski Sarı Kız olmamış.
    Çünkü o artık dağın sırrını öğrenmiş:

    Gerçek bilgelik, susmayı bilen kalptedir.
    İyilik yol gösterir, arınan kalp her yolu bulur.

    Latest articles

    spot_imgspot_img

    Related articles

    Leave a reply

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    spot_imgspot_img